26 Aralık 2014 Cuma





                 Akıllı telefonunuz nerede olduğunu ve onu ne şekilde tuttuğunuzu biliyor, ona ne
söylediğinizi anlıyor ve hareket hızınızın da farkında. Ancak taşınabilir sensör
teknolojilerinde çok büyük yenilikler de bir adım ötemizde. Zaman, kendi
hakkında bilgi sahibi ve sürekli veri toplayan aygıtların zamanı. Çok daha
akıllı aygıtlar bizi bekliyor.Elektronik duyargalar Telefonların ve tabletlerin ne şekilde tutulduklarını bilmelerine ve ekranı buna göre çevirmelerine alıştık, ancak bu bile sadece son 3-4 yıldır yaygın kullanımda olan bir yenilik. Bu
sensörleri kullanan ilk tüketici ürünlerinden biri aslında telefon da
değildi: Nintendo Wii oyun konsoluydu. Alıştığımız ve bugün piyasadaki
neredeyse tüm ürünlerde görebileceğiniz sensörler arasında
hareket ve konumu belirlemek için kullanılan ivmeölçer (akselerometre) ve
üç eksende açısal dönüşleri ölçüp ivmeölçerden gelen veriyle beraber
daha anlamlı bilgiler oluşturmak için kullanılan jiroskop.
Manyetik kuzey kutbuna göre çalışan manyetometre ve konumunuzu
haritada bulabilecek bir GPS yongası ya da benzeriyle de konum hizmetleri
yönetiliyor.Bunlara ek olarak, telefonunuzu bir
arama sırasında yüzünüze yaklaştırdığınızı anlayan ve karanlık
ortamlarda ekran parlaklığını düzenleyen yakınlık (proximity) sensörü de var.







Tüm elektronik bileşenler gibi bu sensörler de gittikçe küçülüyor,
güçleniyor ve fiyatları ucuzluyor. Yeni cep telefonunuzun içindeki sensörlerin
tamamının toplam tutarı büyük olasılıkla birkaç doları geçmiyor. Tabii
tüm diğer donanım ürünleri gibi bütçeye daha uygun ya da daha pahalı
ekstra seçenekler de var.Örneğin yeni bir iPhone’daki ivmeölçerin maliyeti sadece 1 dolar. Sensörler, maliyetleri ne olursa olsun,taşınabilir cihaz kullanım
alışkanlıklarımızın bir parçası haline gelmiş durumda. Döndürdüğünüzde
ekrandaki görüntünün dönmediği bir tablet veya evinizin yönünü gösteremeyen bir telefon düşünün. Alır mıydınız? Son teknoloji 2013 yılı sonuna yaklaşırken daha fazla sensör çeşidi kendini belli etmeye başladı bile. Apple iPhone 5S ve iPad Air, M7 adlı yardımcı işlemciyle birlikte geliyor ve bu işlemci, aygıtlara daha gelişmiş hareket algılama yetenekleri kazandırıyor. Yürüme, koşma, uyuma, araç kullanma gibi farkları anlayabilir hale gelen aygıt, uzun süre yerinizden ayrılmadıysanız bu duruma uygun olarak belli kararlar alabiliyor (örneğin Wi-Fi bağlantısını kapatmak gibi). Örneğin otobüsteyseniz, M7 yongası, yerel kablosuz ağların yanından hızla geçip giderken telefonunuzu onlara bağlanmaya çalışmaktan alıkoymak için kullanılabilir. Aynı şekilde, formunuzu korumak için kullandığınız uygulamalarda, ayrıca bir takip bilekliği
takmaya gerek kalmadan hareketleriniz hakkında doğru verilere erişebilirsiniz.
Samsung da aygıtlara ekleyebileceği bir şey olduğunda hiç çekinmeden
onları sonuna kadar kullanıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder